Geçtiğimiz yıl Ekim ayında benim için çok özel olan bir seminere katıldım: Summit.
En kısa anlatımla bu 6 günlük seminerde ateşten yürümek gibi bir çok farklı cesaret gerektiren aktivite ve bol bol da içe dönüş vardı. Hayattaki davranış kalıplarınızı çok net gözlemleyebiliyordunuz.
Tüm bu içe dönüşlerle beraber seminer sırasında ve sonrasında, hayatımdaki en büyük eksikliğin “cesaret” olduğunu farkettim. Oradayken cesarete ihtiyaç duyduğum çok fazla an vardı ve ben her cesaret gösterdiğim, yapamam dediğim şeylere düşünmeden giriştiğim, risk alarak yeni bir adım daha attığımda kendimi daha da tamamlanmış ve iyi hissettim ve bu duygunun hayatımın her anında benimle olmasını istedim. Oradaki o hissi her zaman hatırlatacak bir şey olmalıydı.
Sonrasında hep isteyip de ne olması gerektiğine karar veremediğim dövmemin, cesaretle ilgili bir şey olmasına karar verdim ve araştırmaya başladım. Farklı dövme stillerini ve anlamlarını inceledikten sonra alkemi sembollerinden karbonun cesaretin simgesi ve elmasın da cesaretin maddesi olduğunu öğrendim.
İncelediğim farklı cesaret sembolleri arasında en çok hoşuma giden simetrik ve zarif görünümüyle elmas olmuştu. Tam o anda aklıma bir arkadaşımın bana söylediği “Gizem sen öyle birisin ki senin her zaman parlaman, renklerini göstermen gerekiyor” sözü geldi ve farklı elmas dövmelerine baktıktan sonra ilk görüşte “Budur!” dediğim dövmemi bulmuştum.
Şimdi kolumda ve ben bir şekilde parıldamadığım anlarım olduğunda ona bakıp “cesaret” alıyorum.
Share On