Geçen hafta bir arkadaşımın pug cinsi köpeği 2 gece misafirimiz oldu. İsmi Coco. Coco ile tanışıklığımız bir kaç senedir ama daha önce hiç misafirimiz olmamıştı. Arkadaşım tüm gerekli ekipmanlarıyla beraber Coco’yu eve getirdi ve daha önce hiç köpek bakmamış biri olan bana tüm yapmam gerekenleri anlattı ve gitti. Sonrasında başbaşaydık. O akşam Deniz de evde değildi.
Yalnız kaldığımızda Coco biraz gergindi ve öncelikle tüm evi koşarak ve koklayarak gezmeye başladı. Akşam arkadaşlarımla parkta spor planım vardı, Coco’yu öyle gergin görünce onu evde yalnız bırakmaya kıyamadım. Sanırım köpeğiniz olduğunda hayatınıza evde yalnız bırakmaya kıyamamak kavramı giriyor. O akşam Maçka Park’ında Coco’yla yürüdük, ufak koşular yaptık, beraber oturduk, dinlendik, büyük köpekler ona doğru geldiğinde onu korudum, bazı durumlarda kucağıma almam da gerekti.
Eve geri döndüğümüzde Coco evi gezmeye devam etti. Sevme ya da kucaklama çabalarım pek sonuç vermedi, ben de kendi haline bırakmaya karar verdim. Bir kaç saat boyunca yer yer havladı, koştu, hırladı, derin derin nefesler aldı, birşeyleri kokladı ve bazı anlarda acaba yanlış bir şey mi oldu diye beni korkuttu. En son, yatmaya karar verdiğimde usulca kucağıma çıktı ve kendini bıraktı. Sonrası beraber sarılarak uyumak oldu. Coco sanırım o anda teslimiyeti seçti. Belki tam güvenmedi ama güvenmeyi seçti. Ertesi akşam artık kucağımda zıplayarak yüzümü yalamaya çalışıyordu.
Bu 2 günlük ziyaretten sonra köpeğimiz olsa mı acaba diye düşünmeye başladık. Çok ciddi bir sorumluluk olduğunu, küçük bir bebeğimiz olacağını biliyoruz ama o sıcaklık duygusu, o sevgi çok başka bir şeymiş.
Share On